Antalya’da 24 yaşındaki Aykut Çakal’ın vefatıyla ilgili davada Suriyeli Ghazı Jasem hakkında ağırlaştırımış müebbet mahpus cezası istendi.

Olay geçen yıl kasım ayında gerçekleşti. İstanbul’da yaşayan ailesi bir giyim mağazasında reyon yöneticisi olarak çalışan Aykut Çakal’dan haber alamayınca durumu polise bildirdi.

Tüm aramalara karşın Aykut Çakal’ın izine rastlanamadı. Aile, oğullarının kaybolmasının akabinde 2008 model arabasının Muratpaşa ilçesindeki bir galeriye satıldığını, satış sürecini gerçekleştiren kişinin de arkadaşı Muhammet Karataş olduğunu öne sürdü.

Karataş’ın, satış süreçleri sırasında da Aykut Çakal’a benzeyen Suriyeli Mohammad Ghazı Jasem’i aracın sahibiymiş üzere yanında getirdiği tez edildi.

TOPRAĞA GÖMÜLÜ CESEDİ BULUNDU

Olay hakkında geniş çaplı inceleme başlatan polis, Aykut Çakal’ın gibisi Mohammad Ghazı Jasem’e ulaştı. Gözaltına alınan Jasem, Aykut Çakal’ı arabasını satıp parasını almak için Muhammet Karataş ile boğarak öldürdüklerini, cesedini de Varsak bölgesindeki ormanlık alana gömdüklerini itiraf etti.

Mohammad Ghazı Jasem’in belirttiği ormanlık alanda arama yapan polis, Aykut Çakal’ın el ve ayakları bağlı cesedini, toprağa gömülü halde buldu. Gruplar tarafından gömüldüğü yerden çıkartılan Çakal’ın cansız vücudu, otopsinin akabinde toprağa verilmek üzere İstanbul’a gönderildi.

Şüphelilerin Aykut Çakal’a ilişkin arabası 86 bin liraya sattıkları saptandı. Bulunan arabaya el konuldu. Gözaltına alınan Mohammad Ghazı Jasem, emniyetteki süreçlerinin akabinde çıkarıldığı adliyede ‘kasten öldürme’ kabahatinden tutuklandı.

BİR POLİSİ ŞEHİT ETTİ, KENDİSİ DE HAYATINI KAYBETTİ

Isparta, İzmir ve Hatay’a gittiği belirlenen başka zanlı Muhammet Karataş’ın, 3 Aralık’ta Kahramanmaraş’taki bir otelde olduğu ihbarı alındı.

Otele kendisini gözaltına almaya gelen 1 polis memurunu tabancayla şehit edip, 1 polis memurunu da yaraladıktan sonra kaçan Muhammet Karataş, hücumun akabinde otelden çıkıp kalabalığa karıştı.

Karataş, birkaç saat sonra kent merkezindeki bir av bayisine giderek mermi istedi. İhbar üzerine polis takımları de av bayiine geldi. Kaçmaya başlayan Muhammet Karataş, ‘dur’ ihtarına uymayınca ateş açılarak yakalandı. Hastanede ameliyata alınan Karataş, hayatını yitirdi.

KATİL MAKTULÜN ARKADAŞIYMIŞ

Mohammad Ghazı Jasem hakkında, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘ağırlaştırılmış ömür uzunluğu hapis’ istemiyle iddianame hazırlandı.

Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker imzasını taşıyan iddianamede, cinayetin ayrıntılarına yer verildi. Mohammad Ghazı Jasem ile ölen Muhammet Karataş’ın tıpkı iş yerinde bir süre çalışmaları nedeniyle arkadaş oldukları belirtilen iddianamede, Karataş’ın tıpkı vakitte maktul Aykut Çakal’ın da çok yakın arkadaşı olduğuna dikkat çekildi.

CESEDİ KOLİ BANDIYLA BAĞLAMIŞLAR

Karataş’ın, Aykut Çakal’ı öldürüp aracını satmayı teklif ettiği, Mohammad Ghazı Jasem’in de bu teklifi kabul ettiğine vurgu yapılan iddianamede, şöyle denildi:

“Mohammad Ghazı Jasem, maktul Aykut Çakal’a fizikî olarak benzemektedir. İki kuşkulu maktulü öldürmek için fikir birliğine varmıştır. Hakikaten, 23 Kasım 2020 tarihinde saat 21.30 sularında maktulün meskeninde buluşmuşlardır. Evvelden yaptıkları plan mucibince maktulü iple boğan Karataş ve Jasem, cesedi koli bandı ile bağladıktan sonra gece yarısı götürüp gömmüştür. Sonraki gün maktulün kimliğini alan ve kıyafetlerini giyen Mohammad Ghazı Jasem, Muhammet Karataş ile birlikte notere giderek Aykut Çakal’ın 34 CBD 909 plakalı arabasını 83 bin TL’ye satmışlardır. Ayrıyeten, Mohammad Ghazı Jasem maktulün cep telefonunu da satmıştır. Mohammad Ghazı Jasem ile Muhammet Karataş hareketlerini planlayarak yapmıştır. Kuşkulu Jasem’in bir cürmün işlenmesini gizleyerek nitelikli öldürme ve nitelikli yağma kabahatini işlediği anlaşılmıştır.”

“BOĞAZINDA İP VARDI”

Mohammad Ghazı Jasem ise tabirinde, 5 yıldır ailesiyle birlikte Türkiye’de olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Aykut Çakal’ı tanımıyorum. Muhammet Karataş bana maktule çok benzediğimi, onu uyku ilacı ile bayıltıp kimliğini alarak aracını satabileceğimizi söyledi. Ben de kabul ettim. Olay günü Muhammet beni aradı. Aykut Çakal’ın konutunda olduğunu söyleyerek, attığı pozisyona gelmemi istedi. Ben de gittim. Saat 24.00 sıralarıydı. Daire kapısı açıktı. Muhammet beni kapı önünde karşıladı. Salona geçtik. Salonda kanepe üzerinde yüzüstü biri yatıyordu. Boğazında da ip vardı. Muhammet bana ‘Aykut’u öldürdüm’ dedi. Korktum. Muhammet yere battaniye serdi ve maktulü battaniyenin üzerine koyduk. Battaniyeye sardık, ancak bağlamadık. Muhammet valize Aykut’un kıyafetlerini, cep telefonunu ve kimliğini koydu. Sonrasında cesedi battaniyeye sarılı biçimde merdivenlerden indirerek aracın art koltuğuna yatırdık. Ben ikametimdeki depodan kazma ve kürek aldım. Varsak tarafında ormana gittik. Saat 04.00-05.00 sıralarıydı. Cesedi battaniyeden çıkardık. Ellerini ve ayaklarını iple bağladık. Toprağı kazdık. Akabinde cesedi çukura koyduk. Üzerine toprak attık.”

“YÜZÜMDE MASKE OLDUĞU İÇİN AYKUT SANDILAR”

Muhammet Karataş’ı konutuna götürdüğünü de kelamlarına ekleyen Jasem, sözünü şöyle sürdürdü:

“Muhammet bana Aykut’a çok benzediğimi söyledi. Aykut’un kimliği ile aracı satacağımızı ve bana takviye olacağını söyledi. Muhammet bana Aykut Çakal’ın kıyafetlerini giydirdi ve kimliğini verdi. Muhammet’le sabah saatlerinde çıktık. Bir galeriye giderek aracın satışı konusunda 83 bin TL’ye anlaştık. Notere gittik. Noterde kendimi Aykut Çakal olarak tanıttım. Yüzümde maske olduğu için noter vazifelisi beni Aykut Çakal sandı. Böylelikle satışı gerçekleştirdik. Akabinde Aykut Çakal’ın kıyafetlerini üzerimden çıkartarak, çöpe attım. Sonrasında yanımda getirdiğim kendi kıyafetlerimi giydim. Bizim konuta gittik. Sonraki gün birlikte çıkarak Aykut’un telefonunu 2 bin 700 TL’ye sattık. Öldürme olayından sonra ben ve Muhammet telefonlarımızı kapattık. Araç ve telefon satışında da Aykut Çakal’ın imzasını taklit ettim. Suçlamaları anlattığım formda kabul ediyorum. Pişmanım.”

“OLAYIN İÇİNDE ÖTEKİ BİREYLER DE OLABİLİR”

Muhammet Karataş’ın babası İsmail Karataş ise sözünde, olaydan sonra oğlunun kendisini aradığını söz ederek, “Oğlum telefonda bana olayı Suriyeli arkadaşı ile birlikte yaptıklarını söyleyerek ‘Şeytana uydum, pişmanım. Cinayeti Suriyeli arkadaşımla birlikte işledik. Bu türlü olmasını istemiyordum baba’ dedi. Lakin nasıl öldürdüklerine dair ayrıntı vermedi. Bu olayın içerisinde öteki şahısların de olduğunu düşünüyorum” dedi.

Tutuklu sanık Mohammad Ghazı Jasem’in yargılanmasına, önümüzdeki günlerde iddianameyi kabul eden 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.

NTV