Libya’da alıkonulduktan 2 yıl sonra kurtarılan Halil Gözel yaşadıklarını anlattı.
Libya’nın doğusunda temelsiz savlarla yaklaşık 2 yıldır alıkonulan, birçok lokantacılık kesiminde çalışan İlker Sıhhat, Doğan Kıssa, Nurettin Çalık, Halil Gözel, Ahmet Selvi, Hidayet Yaprak ve Abdul Samet Akçay’ın kurtarılması hedefiyle Dışişleri Bakanlığı ve MİT tarafından uzun müddettir yürütülen çalışmalar sonuçlandırıldı.
Katar İstihbarat Teşkilatı’nın da dayanak verdiği çalışmalarla 7 vatandaş Türkiye’ye getirildi. Kurtarılanlardan 2 çocuk babası, pastane işletmecisi Halil Gözel, Ankara’daki süreçlerinin akabinde gece saatlerinde Adana’daki ailesine kavuştu. Seyhan ilçesinin Hürriyet Mahallesi’ndeki meskenine dönen Gözel, yaşadıklarını anlattı.
“1 METRELİK HÜCRELERDE 3’ER KİŞİ KALDIK”
Libya’daki Halife Hafter’e bağlı güçlerin, 5 Şubat 2020’de iş yerine gelerek “Siz Türk müsünüz?” diye sorduktan sonra kendilerini apar topar götürdüklerini belirten Gözel, “Kendilerine ilişkin bir binada bizi 5 gün tuttuktan sonra hiçbir halde sözümüzü almadan 7 Türk arkadaşım ve 3 Libyalıyı siyasi cezaevine götürdüler. Orada bizi 1 metre genişliğinde, 2 metre uzunluğundaki hücrelere 2’şer, 3’er şahıslar halinde yerleştirdiler” dedi.
15 gün hücrede kaldıktan sonra tıraş olmak için dışarı çıkarıldıklarını söyleyen Gözel, “Orada da öteki Türk arkadaşlarla karşılaştık. Tıraş olduktan sonra bizi tekrar cezaevine götürüp, koğuşlara yerleştirdiler. Kaideler çok berbattı. Mahpus kaldığımız müddet içerisinde kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi sormadılar” diye konuştu.
“3- 4 AY GÜNEŞ YÜZÜ GÖRMEDİK”
6 ayın akabinde 4 kişiyi tahliye ettiklerini ve kendileri de çıkmayı beklerken, 10 Ağustos 2020 gecesi Hafter’in oğlu Saddam’a bağlı olan esir kampına götürüldüklerini kaydeden Gözel, şunları söyledi:
“Orada da bizi hiçbir süreç yapmadan hücre denilen tuvaletlerin içerisine koydular. Ben ve Nurettin Çalık arkadaşım, insanın barınması güç olan yerde 20 gün daha kaldık. Daha sonra öteki hapishanelerden gelen iki arkadaşımızla birlikte bizi birebir koğuşa yerleştirdiler. Esir edilmeden evvel 105 kiloydum. Orada 85 kiloya kadar düştüm. Kimi sıhhat problemleri yaşadık, 3-4 ay güneş yüzü görmedik. Daima ruhsal ve fizikî azaplara maruz kaldık. Yaşanılacak yer değil, aç ve susuz bırakıldık. Devletimizin bizim için uğraştığını biliyorduk. Lokal mahkumlardan haber alıyorduk.”
“2-3 GÜNE ÇIKACAKSINIZ DEDİLER, 55 GÜN KALDIK”
Daha sonra pasaportlarını teslim aldıklarını ve öteki bir yere götürüldüklerini anlatan Gözel, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bize 2-3 gün içerisinde gideceğimizi söylediler. Orada da 55 gün kaldık. 13 Şubat 2021 gecesi, bizi tekrar bir aracın kasasına koydular. Bir de dalga geçer üzere ‘Diğer otele gidiyoruz’ deyip, tekrar cezaevine götürdüler. Gitmeyi beklerken cezaevine konulmak bizi çok yıprattı. Fakat biz hiç pes etmedik. Geçtiğimiz çarşamba gecesi, cezaevinden sorumlu astsubay rütbesindeki bir asker bizi tıraş ettirip, ‘Birkaç güne hoş şeyler olacak’ dedi. Perşembe günü öğlen vakti dışarı çıkarttılar. Sakal tıraşı olup, alışveriş merkezinden kıyafet aldık. Hafter’in oğlu Saddam yanımıza gelip, bir konuşma yaptı. Daha sonra da Bingazi’deki havalimanının misafirhanesinde konakladık.”
“HAKAN FİDAN BİZİMLE KUCAKLAŞTI”
Daha sonra Katar Havayolları’na ilişkin özel bir jetteki Hafter ve Katar istihbarat elemanlarıyla Katar’ın Doha kentine götürüldüklerini anlatan Gözel, şöyle konuştu:
“Doha’ya vardıktan sonra Katar istihbaratının sağladığı araçlarla sıhhat denetimine götürüldük. Hastanede bizi doruktan tırnağa kadar muayene ettiler. Daha sonra bizim devlet görevlilerimiz geldi. MİT elemanı olduklarını söylediler. İçimiz o vakit ferahladı. Süreçlerimizin akabinde istirahat edeceğimiz villa tipi konutlara gittik.”
Yemek yedikten sonra MİT çalışanları tarafından gerekli bilgilerinin alındığını belirten Gözel, “Cumhurbaşkanımız ve MİT Lideri Hakan Fidan ve Dışişleri Bakanlığımızın sağladığı imkanlarla özel bir jetle Ankara’ya geldik. Hakan Fidan Beyefendi yanımıza geldi ve bizimle kucaklaştı. Telefonda Cumhurbaşkanımızla görüştük. Devletimizi ardımızda görmenin memnunluğu vardı. Sıkıntı süreçte kılımıza ziyan verseler, devletimizin orayı yerle bir edeceğini biliyorduk” dedi.
“EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Gece saatlerinde yüksek güvenlik tedbirleriyle memleketlerine götürüldüklerini anlatan Gözel, “Ailelerimize kavuştuk, onlarla kucaklaştık. Tanım edilemez bir his içerisine girdik. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere MİT Lideri Hakan Fidan’a, Dışişleri Bakanlığımıza ve MİT çalışanına çok teşekkür ediyorum. Her gereksinimimiz karşılandı. Çok mutluyuz” diye konuştu.
NTV
